Türkler içinde yaşadıkları tabiat şartlarına uygun "atlı göçebe" (konargöçer) hayat tarzını benimsemişlerdi. Yaşanılan coğrafya toplumun karakterinin şekillenmesinde oldukça etkili olmuş, "sert, mücadeleci, bağımsız yaşama" karakteristik özellik halini almıştır.
Eski Türk toplumlarının göçebelikleri, amaçsız gezgincilik arzusundan değıl, sürülerine daima taze ot ve su bulmak içindi. Hayatları kışlak ve yaylak arasında düzenli gidip gelme şeklindeydi. Türkler ilkbaharda yaylaların bulunduğu kuzeye ve yükseklere çıkıyorlardı. Her boyun veya oymağın belirli yaylası ve otlağı vardı. Boy beyinin emri ile başlayan göç, çift hörgüçlü develer veya dört tekerlekli, üstü kapalı ve öküzlerle çekilen arabalarla (kağnı) yapılmaktaydı. Yaylalara göçerken güzel elbiseler giyilir, neşeli şarkılar söylenirdi. Günümüzde Karadeniz yaylalarına yapılan göçler benzer özellikler taşımaktadır.
Eski Türk toplumlarının göçebelikleri, amaçsız gezgincilik arzusundan değıl, sürülerine daima taze ot ve su bulmak içindi. Hayatları kışlak ve yaylak arasında düzenli gidip gelme şeklindeydi. Türkler ilkbaharda yaylaların bulunduğu kuzeye ve yükseklere çıkıyorlardı. Her boyun veya oymağın belirli yaylası ve otlağı vardı. Boy beyinin emri ile başlayan göç, çift hörgüçlü develer veya dört tekerlekli, üstü kapalı ve öküzlerle çekilen arabalarla (kağnı) yapılmaktaydı. Yaylalara göçerken güzel elbiseler giyilir, neşeli şarkılar söylenirdi. Günümüzde Karadeniz yaylalarına yapılan göçler benzer özellikler taşımaktadır.