Muhteşem bir mimarinin ardındaki Osmanlı Tarihi...
Osmanlı mimarisi bir Osmanlı tarihidir. Osmanlı Avrupa'nın İslam sınırı kabul edilir. Akdeniz, Balkan, Anadolu kültürlerinin bir birleşimidir. Osmanlı'nın kendine özgü bir mimarisi vardır. Örneğin Mimar Sinanın Selimiye Camii'si bunun tacıdır diyebiliriz. Osmanlı ne eserle bırakmıştır günumüze, ne camiler, ne medreseler, ne hanlar ne hamamlar yapmıştır. İnsan faydasına bir çok eser sunmuştur. Jeopolitik konumuna paralel olarak Osmanlı'nın mimarisi de Asya ile Avrupa, Islam dünyasi Hıristiyan dünyası arasında gelişmiş, Akdeniz geleneklerini Orta ve Yakın Doğu gelenekleriyle buluşturmuştur. Ortaya çıkan ise uzun nefesli ve kendine özgün bir mimaridir. Osmanlı Mimarisinden bahsedildiği zaman Mimar Sinan'a değinmeden geçmek olmaz. Mimarbaşlığa getirildikten sonra özellikle eserlerinden Şehzadebaşi Camii ve Külliyesi, Süleymaniye Camii ve Edirne Selimiye Camii çok dikkat çekmektedir. Hepsi olgunlaşmış, muhteşem bir mimariyi temsil etmektedir. Süleymaniye Camii İstanbul'daki en muhteşem eseridir Mimar Sinanın. Osmanlı mimarisi eminim ki anlat anlat bitmez. Osmanlı mimarisi incelendiğinde bize tarihi bir perspektif getirmekte, Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasal, toplumsal tarihinin aşamalarını göstermektedir.Bahsettiğim sadece bir mimarlık tarihi değil aynı zamanda Osmanlı Imparatorlugu'nun uygarlık tarihi. Günümüzde Osmanlı mimarisine yeterince önemin verilmemesi çok üzücü. Oysa koca bir uygarlığın konuta yansıması nasıl pas geçilebilir?
Ipek Tartıcı
Ipek Tartıcı
Cumhuriyet'in İlanı
Osmanlı Imparatorluğu Ikinci Meşrutiyet'in ilan edildikten sonra çok gecmeden kendini Birinci Dünya Savaşı içinde buldu. Dört yıl süren bu savaş sonunda beraber savaştığımız devletler yenildi. Savaş kurallarına göre Osmanlı da yenilmiş sayılıyordu. Ülkemiz Ingilizler, Yunanlılar, Fransızlar ve Italyanlar tarafından paylaşıldı. Fakat milletine sonsuz bir inancı ve güveni olan birisi vardı: Mustafa Kemal Paşa. Hep dediği bir şey vardı. "Tek bir egemenlik var, o da Milli Egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır." Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Büyük Millet Meclisi Kurtuluş Savaşını başlattı. Nihayetinde yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı. Lozanla beraber yeni bir devlet doğdu. Fakat bu devletin yönetim biçimi ne olacaktı? Sınırlarımızın belirlenmesinden sonra, çoktan beri kafasında tasarladığı Cumhuriyet'in ilanı için hazırlıklar yapmaya başladı Atatürk. Yakın arkadaşlarını Çankaya'da yemeğe çağırdı 28 Ekim 1923 akşamı ve şöyle dedi. "Yarın Cumhuriyeti Ilan Edeceğiz" Böylece bunca yıllık Türk tarihi kendini yepyeni bir yönetim biçiminin egemenliği altına alıyordu. Meclisin cumhuriyet önergesini kabul etmesiyle beraber ülkemizde cumhuriyet yönetimi kuruldu. Atatürk ilk Cumhurbaşkanı oldu. Cumhuriyet'in ilanı yurtta sevinç ve coşkuyu beraberinde getirdi. Artık Türklerin geleceği tamamiyle değişmeye başlamıştı. Bir çok uygarlığa, devlete ev sahipliği yapan ana yurtta, Osman Bey ile başlayan bir tarih başka bir biçimde varlığını sürdürecekti. Daha hür, daha modern, daha adaletli bir biçimde. Modern hukuk kurallarının uygulanacağı, yurttaşların seçme ve seçilme hakkına sahip olacağı bir biçimde.
Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur. Cumhuriyet'i korumak, kollamak ve yaşatmak her yurttaşın görevidir.
Ipek Tartıcı
Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur. Cumhuriyet'i korumak, kollamak ve yaşatmak her yurttaşın görevidir.
Ipek Tartıcı